Girişimcilik

Girişimcilik Nedir Kime Girişimci Denir

Girişimcilik kavramı ile ilgili kiminle konuşsam hepsinin zihninde ki birbirinden farklı. Kimine göre kendi işini kurmak için bir şekilde para bulan ve kendi işletmesini kuran kişi girişimci olmuş oluyor. Kimine göre ise sadece teknoloji odaklı, hızlı geri dönüşü olan şirketlerin kurucuları girişimci oluyor. Bu yazımda girişimcileri ve girişimleri size anlatmaya çalışacağım.

Girişimcilik öyle bir kavram ki herkes kendine girişimci diyebilir. Hatta bazen kendi girişimi ya da projesi olmadan sosyal medya biolarına girişimci (enterpreneur) yazan kişilere de rastlıyorum. Girişimci olmanın bir okulu, diplaması olmadığı, bir meslek örgütünün bulunmamasından dolayı girişimcilik kavramı herkesin bir yerinden tutup çekebildiği bir hal alıyor. Bu nedenle de insanlarda bir fikir birlikteliği, kavram denkliği oluşamıyor. Mesela banka kredisiyle ya da aile finansmanı dediğimiz eş dost akrabadan alınan borç para ile köşede bir bakkal açan kişi de bir girişimci iken, Nevzat Aydın gibi girişimcilikten yatırımcılığa geçmiş kişiler de girişimci olarak sınıflandırılıyor. Peki bu iki kişi de aynı şeyi mi yapmış oluyorlar? Hem evet hem de hayır. Evet çünkü ikisi de en başta kendine ait olmayan bir parayla bir işletme kuruyorlar. Belirli riskleri göz önüne alıyorlar ve olmayan bir işletmeyi hayata geçirmeye çalışıyorlar. Hayır çünkü market açan kişinin yaptığı iş çok net iken henüz belirli bir iş modeli olmayan bir işletmeyi oluşturmak ayrı bir iş. Sıfırdan bir iş modeli kurmak ile ver para al kola iş modelini uygulamayı birbirinden ayırmak gerekiyor.

Ayrıca yaratılan değer açısından da bir fark oluşuyor. Yani kendi işini yaparak para kazanmak ile kurulan iş ile istihdam sağlamak birbirinden çok farklı şeyler. Bir yerde yüksek entellektüel birikim gerekirken diğerinde sosyal ilişkiler başarıyı oluşturmada daha etkili olabiliyor. Peki kurulan bir işletmenin girişim olabilmesi için illa teknoloji ya da daha özel olarak bilişim teknolojileri ile ilgili, elektronik ile ilgili ya da yazılım ile ilgili mi olması gerekiyor. Bence bu iki girişimcilik türünün iş modeli açısından ayrıştırılması gerekiyor. Yani iş modelinde inovatif bir yön, pazarın net olmadığı bir durum, o bölge ya da ülke için ilk defa denenen bir iş ise bu bir gruba alınmalı. Toplum içerisinde hali hazırda var olan ve diğerlerine rakip olacak girişimler ise farklı bir grup olmalı. Aynı şekilde var olan bir işi yürüten kişi ile sıfırdan bir iş modeli oluşturan kişi de farklı girişimcilik kavramları altında toplanmalı.

Ben girişimcilik uzmanı olmadığım için bu iki durum için var olan kavramlar bulunuyor mu bilmiyorum. Bence olmalı yoksa da yaratılmalı. Teknoloji girişimciliği kavramına ise karşı bir tutumum bulunuyor. Örneğin kimse bana Chobani şirketinin teknoloji şirketi olduğunu iddia edemez. Ancak bu marka var Amerika’da var olmayan bir iş modelini kurabildi. Kısaca özetlemek gerekirse Greek Yoğurt olarak geçen ve bizim Anadolu yoğurdundan daha tatlı olan yoğurt çeşidinden dünyaca ünlü bir şirket kuruldu. Burada yapılan iş modeli farklılığıydı. Chobani’ye kadar Greek yoğurdu sadece lüks alışveriş merkezlerinde satılan pahalı bir süt ürünüydü. Ancak şirketin kurucusu bir Türk olduğu için yoğurdun hiç de lüks bir şey olmadığını biliyordu. İş modeli değişikliği yapıldı ve lüks Greek yoğurt artık herkesin ulaşabildiği bir ürün olmuş oldu. Buradan da dünyaca ünlü bir şirket doğmuş oldu. Bu girişimciliğin Apple’ın ya da Facebook’un kurulmasından bir farkı yok. Aslında bakarsanız Facebook’dan önce de sosyal ağlar vardı. Apple’dan önce de bilgisayarlar vardı. Ancak her ikisi de iş modelini farklılaştırdı. Apple tasarım merkezli elegant bir ürün sundu. Facebook ise kendi arkadaşlarınız ile birlikte oyun oynamanızı sağladı, bence facebook’un büyümesinde ki en büyük etken buydu. Ben facebooku kullanmaya FarmVille nedeniyle başlamıştım. Facebook’un ne olduğunu dahi bilmiyorken kendi gerçek çevrem ile internet üzeründen de etkileşimde olabiliyordum. Instagram diğer fotoğraf paylaşım platformlarından farklı olarak filtre sistemi getirdi. Fotoğrafınızı iki üç tıklama ile daha hoş hale getirebiliyordunuz. İşte bunların hepsi iş modeli farklılaşması ile oluşmuş oluyor.

Aslında iş modeli farklılaşması ile başarı olasılığını veren bir aracın olmasını çok isterdim. Yani hangi iş kollarında hangi inovatif iş modelleri başarı olasılığını artırıyor bunun bir modelinin olması gerçekten girişimcilerin işini kolaylaşatırabilirdi.

Özet olarak isteyen herkes kendine girişimci diyebilir. Şirket kursun kurmasın, bir fikri olsun olmasın bunda herhangi bir kısıtlama yok ancak gerçekten girişimci olmak ile kendini girişimci zannetmek arasında çok büyük farklılıklar var. Yukarıdaki ayrımın devlet nezdinde bir anlamı da yok . İster inovatif bir fikir ile şirket kurun ister bir berber dükkanı açın devlet sizin şirketinize aynı şekilde davranır bunu da unutmayın. O da ayrı bir yazının konusu olabilir. Siz de girişimcilik ile ilgili fikirlerinizi yorum bırakarak benimle paylaşabilrsiniz.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.